>
10-11-12 Haziran’da sevgili arkadaşım
Nuran ve oğlu Emincan’la Cunda’da buluştuk. Uzun zamandır istediğimiz bu buluşma Nuran’ın ailesiyle birlikte İzmir’e gelişini ertelemesi nedeniyle Cunda’da gerçekleşti 🙂 İstanbul’daki ilk Montessori seminerinde Nuran’cığımla yüzyüze tanışıp vakit geçirme imkanı bulmuştum. Hatta kısa bir süre sevgili eşini ve Emincan’ı da görebilmiştim. Onları İzmir’e beklerken planları değişti, bizi Cunda’ya davet ettiler. Biz de seve seve kabul ettik, Ekin’le Emincan’ı bir araya getirmeyi çok istiyorduk çünkü :))
Her ne kadar Emincan İstanbul’daki haline göre biraz daha keyifsiz olsa da, birlikte olmak hepimizin hoşuna gitti sanırım 🙂
Ekin plajda Beyaz’ı severken…
Plajda çok güzel oynadılar, ah bir de Emincan mayosunu çıkarmasa :))) Kumda çukurlar açıp, içini suyla doldurdular. Emincan’ın bazı oyuncaklarını dalgalar aldı götürdü 🙂
Ekin denizi çok seviyor. Ekim ayında doğdu, dolayısıyla 7-8 aylıktı ilk yazını karşıladığında ve o zamandan beri bir sukuşudur kendisi 🙂 Benim bile çekinerek girdiğim soğuk sulara rahatlıkla girip hiç çıkmak istemezdi. Şimdi de öyle. Kucaklayıp hop diye suya bırakabiliyorum, sevinç çığlıkları atıyor denizde. Havuzu zaten tercih etmiyorum hiç. Zaten İzmir’de yaşayıp havuza mı girilir, her yerimiz deniz :)))
Emincan uyurken Ekin Nuran ablasıyla denize girdi, hem oynadılar, hem sohbet ettiler. İzlemesi çok hoştu benim için 🙂
Emin dedeyle resim zamanı 🙂
Emincan’ın bizim için toplayıp ayırdığı kozalakları birlikte boyamak kısmet olmadı ama, annesi Emincan’ı uyutmaya çalışırken, Ekin Emin dedeyle beraber suluboya yaptı. Ekin kozalakları boyadı, Emin dede de gazetenin üzerini 🙂
Bahçede çiftlik kurma zamanı…
Ekin’in “hayvanlar dünyası” …
Aralarda oyun hamuruyla oynadılar.
Parklarda oynayıp, sokaklarda koştular. Bir de Mustafa olmasa, Ekin’e göre Emincan kendisiyle daha çok oynayacaktı. Bir ara Ekin Emincan’la daha çok oynamayı umut ettiği için “Mustafa gelmesin anne, o gelince Emincan benimle ilgilenmiyor” dedi. Nuran’cığım ağladı bu söz üzerine. Canım benim 🙂 Ama Emincan da Mustafa diye deli oldu, sürekli Mustafa’yı aradı ve istedi 🙂
Nuran “Hadi el ele tutuşalım” deyince, ellerini uzatıyorlar…
Bizim döneceğimiz günün sabahı, Emincan çok özlediği babasına kavuştu. Allah hiçbir çocuğu anne-babasından ayırmasın, o beş gün ne zor gelmiştir kimbilir Emincan’a…
Cunda’da çok güzel bir kahvaltı yaptık hep beraber.
Ekin kahvaltıda elbette resim yaptı… Bu huyunu bildiğim için her daim çantamızda boya ve resim defteri bulundururum. Ama servis için konulan kağıtlar da işimizi görür :))
Külahtan burun 🙂 Şeref amcası sağolsun, yere düşen külahın yerine yenisini getirdi Ekin için.
Çok sıcak bir gündü, fazla dolaşamadık bile. Biz de çok özlediğimiz kişiye kavuşmak için yollara düştük sonra 🙂
Güzel gece sohbetlerimiz için Nuran’cığıma, misafirperverlikleri için Hasibe anneanne ve Emin dedeye (çocukların ağzıyla söylemekten adları böyle kaldı bende :)) ) çok teşekkür ederiz. En yakın zamanda İzmir’de buluşmak üzere… Nuran, artık erteleme :))))